Loading
Bebeğim sadece 4 aylıktı ve doğduğundan beri kabızlık yaşıyordu. Emziriyordum ve onun hassas bedenine zarar verebilecek hiçbir ilacı vermek istemiyordum. Bu yüzden homeopatik destek almaya karar verdim.
Sadece 2 ay içinde bağırsak hareketleri tamamen düzene girdi — üstelik tamamen doğal bir şekilde, hiçbir yan etki olmadan. O günden beri sakin, mutlu ve sürekli gülümseyen bir bebek oldu. Bir anne olarak bu, tarif edilemez bir rahatlama. Bu nazik ama etkili destek için sonsuz minnettarım.
İlk başvurduğumda gerçekten çaresizdim. Kızım aylardır molluscum contagiosum ile mücadele ediyordu. Her şeyi denedik ama hiçbir şey işe yaramadı. Sonra homeopatik tedaviye başladık ve 6 ay içinde döküntüler tamamen yok oldu.
Ama daha da önemlisi, küçük kızımın geceleri çok büyük korkuları vardı – ışık açık olmadan ve yanında biri olmadan asla uyuyamıyordu. Bugünse karanlıkta, kendi başına huzurla uyuyabiliyor. Bu değişim paha biçilemez. Minnetimi kelimelerle anlatamam. Homeopati sadece cildini değil, özgüvenini ve iç huzurunu da geri verdi.
Yıllardır sürekli kulak akıntısıyla uğraşıyordum. Zaten iki kez ameliyat olmuştum ve doktorlar bunun kolesteatomdan kaynaklandığını söylediler. Yeni bir MR planlandı ve üçüncü bir ameliyat önerildi — ama ben hazır değildim. Yüzmeyi çok seviyorum ve ameliyattan sonra yüzemeyeceğimi söylediler, bu yüzden kışı geçirmeyi bekleyip erteledim.
Sonra homeopatik tedaviye başladım. Yaklaşık 6 ay sonra şikayetlerim tamamen geçti. Artık hiçbir akıntı yoktu. Doktor kontrol amaçlı bir BT taraması daha istedi — ve şaşırtıcı bir şekilde hiçbir şey bulunmadı. Kitle yoktu. Alınacak hiçbir şey kalmamıştı.
İnanılmaz bir rahatlama hissediyorum. Belki de işe yaramayacak olan üçüncü bir ameliyattan kurtuldum ve artık korkusuz, rahatsızlıksız bir şekilde yaşamıma geri döndüm. Gerçekten minnettarım.
Yıllarca şişkinlik ve karın ağrısıyla mücadele ettim. Neredeyse her şey rahatsızlık yarattığı için bazı yiyeceklere alerjim olduğunu düşünüyordum. Ayrıca kuru cildim ve kabızlık sorunum da vardı. En sonunda yapılan ultrasonda safra kesemde taş olduğu ortaya çıktı.
İlaçlara bağımlı kalmak ya da ameliyat olmak istemediğim için daha doğal bir çözüm aramaya başladım — böylece homeopatiyle tanıştım.
Şimdi canım ne isterse yiyebiliyorum ve sonrasında rahatsızlık hissetmiyorum. Sindirim sistemim çok daha sakin ve genel olarak kendimi çok daha iyi hissediyorum. Hâlâ safra taşlarım var ama artık ameliyata ihtiyaç duyduğumu düşünmüyorum. Vücudun nazik ve doğal yollarla iyileşebileceğine inanıyorum.
Yüksek tansiyon ve çarpıntı şikayetleriyle başvurdum. Henüz 48 yaşındayım ve ömür boyu tansiyon ilacı kullanmak bana erken ve ağır bir karar gibi geliyordu. Bu yüzden alternatif ve daha doğal bir çözüm arayışına girdim.
2 yıldır homeopatik tedavi alıyorum ve bu süreçte tansiyonum dengede kaldı. Hiçbir ilaç kullanmadan, sağlıklı bir şekilde hayatıma devam edebiliyorum. Bu benim için çok büyük bir kazanç. Vücuduma zarar vermeden, doğal bir yolla kendimi daha güvende hissediyorum.
Psoriazis nedeniyle başvurdum. Yüzüm dışında tüm vücudumda yaygın, kaşıntılı döküntüler vardı. Kozmetik olarak da beni çok zorluyordu; neredeyse hiçbir elbise etek giyemiyor, sosyal ortamlardan kaçıyordum.
8 aylık homeopatik tedaviden sonra cildimdeki döküntüler neredeyse tamamen kayboldu. Şu an hiçbir lezyonum yok. Kendimi hem fiziksel hem ruhsal olarak daha iyi hissediyorum. Yeniden istedigim elbisleri özgürce dolaşmak bile benim için büyük bir mutluluk.
Panik ataklarım yüzünden uzun bir süre evden çıkamaz hale gelmiştim. Hatta bir seferinde tatile gitmek için bavulumu hazırladım ama tam bir hafta boyunca o bavul kapının önünde bekledi. Çünkü dışarı çıkacak gücü kendimde bulamıyordum.
İşe de gidemiyordum, hayatım durmuş gibiydi. Homeopatik tedaviyle birlikte yavaş yavaş toparlandım. Şimdi rahatlıkla araba kullanabiliyorum, bir işim var ve en güzeli, artık tatile gitmek benim için bir eziyet değil, bir keyif.
Yıllarca alerjiyle uğraştım. Çilek, çikolata gibi sevdiğim şeyleri yiyemiyordum. Bazen de hiçbir sebep yokken aniden başlayan, yaygın ürtiker tarzı döküntülerim oluyordu. Bu durum hayat kalitemi çok etkiliyordu.
Homeopatik tedaviyle birlikte tüm alerji şikayetlerim düzeldi. Artık canım ne isterse yiyebiliyorum. Ayrıca bu süreçte kilo da verdim, artık medium beden kıyafetler giyiyorum!
6 yıldır hiçbir şikayetim olmadı. Hem bedenim hem ruhum çok daha hafif.
Hipotiroidi tanısıyla yıllardır tiroid ilaçları kullanıyordum. Hashimoto tiroiditi teşhisi konmuştu. Bunun yanında zaman zaman yaşadığım hipoglisemi atakları günlük yaşamımı fazlasıyla zorluyordu. Enerjim düşüyor, işlerimi aksatmak zorunda kalıyordum.
Pek çok farklı doktora gittim ama bu ataklardan bir türlü kurtulamadım. Sonra homeopatik tedaviye başladım. Sadece 5 ay içinde hem hipoglisemi ataklarım sona erdi hem de artık tiroid ilaçlarına ihtiyaç duymuyorum.
Kendimi uzun zamandır ilk defa bu kadar dengede ve enerjik hissediyorum.
Vertigo ataklarım yüzünden ayağa kalkmakta bile zorlanıyordum. İlk başladığımızda sadece 3 gün içinde ataklarım tamamen geçti. Bu benim için mucize gibiydi.
Daha sonra karın ağrısı ve şişkinlik başladı. Yapılan tetkiklerde safra kesemde taş olduğu ortaya çıktı. Şu anda bu taşlar için homeopatik tedaviye devam ediyorum. Şişkinlik ve ağrılar tamamen geçti.
Taşların da tamamen yok olmasını bekliyorum ve bunun homeopatiyle mümkün olduğuna yürekten inanıyorum. Bu süreçte kendimi ilk defa bütüncül olarak iyileşiyor gibi hissediyorum.
8 yaşındaki kızım migren atakları nedeniyle çok zor zamanlar geçiriyordu. Sürekli baş ağrısı yaşadığı için hem okulu hem sosyal hayatı etkileniyordu. Ben ilaç kullanmak istemediğim için doğal bir yol ararken homeopatiyle tanıştık.
Tedavinin ardından sadece tek seansla baş ağrıları tamamen kesildi. O günden bu yana hiçbir migren atağı yaşamadı. Bu kadar hızlı ve nazik bir iyileşme beklemiyordum. Gerçekten minnettarım.
Erken menopoz ve çarpıntı şikayetlerimle homeopatik tedaviye başladım. İki yıl boyunca hem menopoz belirtilerim büyük ölçüde azaldı hem de yıllardır süren çarpıntılarım tamamen sona erdi. Hâlâ düzenli olarak adet görüyorum ve kendimi daha dengede hissediyorum.
Tedavi sürecinde eşim ve oğlum için de destek aldık. Eşim stres kaynaklı mide sorunlarından kurtuldu. Oğlum ise sık sık sebepsiz yere burun kanamaları yaşıyor ve çok kolay hastalanıyordu. Homeopatik tedaviyle bu şikayetleri de büyük ölçüde düzeldi.
Homeopatinin gücüne kendi gözlerimle şahit olduktan sonra ben de öğrenmeye karar verdim. Şimdi İzmir’den bir öğrenci olarak bu bilgiyi derinleştirmek ve başkalarına da fayda sağlamak istiyorum. Bizim için bu yolculuk hem şifa hem de gelişim yolculuğu oldu.
10 yıl boyunca antidepresan kullandım. Huzursuz bacak sendromu, yoğun stres ve bayılma nöbetleriyle hayatım adeta durmuştu. Yıllarca nörologlara, psikiyatristlere gittim ama bayılmalarımın sebebi bulunamadı ve ilaçlara rağmen hiçbir ilerleme olmadı.
Sonunda homeopatiyle tanıştım. Tüm ilaçlarımı bıraktım ve 3 yıldır hiç bayılmadım. Zaman zaman duygusal dalgalanmalar, panik hali ve huzursuz bacak tekrar ortaya çıkabiliyor ama artık hangi remedinin bana iyi geldiğini biliyorum. Onları kullanarak kendi dengemi kurabiliyorum.
Tedavi boyunca her seans sonrası içimden şu söz döküldü: 'İyi ki varsınız hocam.' Çünkü sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da ilk defa bu kadar güvende ve görülmüş hissettim.
Bir gün tamamen iyileşeceğime olan inancımı hiç kaybetmiyorum.
Tatildeyken kene sokması sonrası bacağımdan biri aniden şişti, morardı ve şiddetli ağrım başladı. Lyme hastalığına yakalanmaktan çok korkuyordum. Gerçekten çok endişeliydim.
Akut homeopatik tedaviye hemen başladık. Şikayetlerim her gün azalmaya başladı ve sadece 1 hafta içinde tamamen toparladım. Ne ağrı kaldı, ne morluk, ne de korku.
Bu kadar hızlı ve nazik bir iyileşme yaşamak beni hem şaşırttı hem çok rahatlattı.
Astımım nedeniyle yıllardır pek çok ilaç kullandım. Zamanla ilaçlar da yeterli gelmemeye başladı. Açıkçası homeopati nedir, nasıl işe yarar hiçbir fikrim yoktu. Hatta işe yarayacağına da inanmıyordum. Yalnızca yeğenim, arkadaşının ısrarı üzerine beni bu tedaviye yönlendirdi.
Beklentim yoktu ama sonuç inanılmazdı. Astım şikayetlerim tamamen geçti. Nefes almanın bu kadar kolay ve rahat olabileceğini unutmuşum.
Bugün hâlâ şaşkınlıkla ama büyük bir şükranla söylüyorum: İyi ki denemişim.